Fatıma Ulya Yürük
Elde edilen bilgilerin tıbbı ve biyolojik açıdan değerlendirilmesiyle hastalıkların tanı ve tedavileri için altın bilgilere ulaşılmış oldu.
Dr. Hipokrat tarafından seneler önce başlatılmış şimdi yeniden gündeme gelmiş biyolojik saatimize göz atalım.
Saat 04:00 – Vücudumuzda salgılanmaya başlanan stres hormonu sebebiyle kalp krizlerinin en çok görüldüğü saat. Akciğerlerimizin daralmış olmasından dolayı astım hastaları için de kritik bir saat. Yatmadan ilaçlarını almaları tavsiye edilir.
Saat 05:00 – Bizi uyandıran hormon gün içindeki seviyesinin 6 katında salınmış durumda. Sabah namazına kalkmak için vücudumuz hazır.
Saat 06:00 – Kortizon hormonumuz bir çalar saat gibi tüm vücudumuzu uyarır. O gün bize lazım olacak enerji kanda kullanılmaya hazır hale geliyor.
Saat 07:00 – Vücudumuz yeni bir gün için ısınma turundadır. O gün yapacaklarımız zihnimizde belirmeye başlar. Sabah kahvaltısı çok önemlidir. Yediğimiz her besin gün içinde yorgun düştüğümüzde bir cankurtaran görevindedir.
Saat 08:00 – Yapılan deneylerde sabah kullanılan alkol ve nikotinin insanın işini bitirecek nicelikte olduğu kanısına varılmıştır.
Romatizması olan hastaların vücudumuzun sertleşmesi sebebiyle ağrılarının şiddetlendiği, ilaçlarını kullandığı saattir.
Saat 09:00 – Halsizlik, ateş gibi olumsuz durumlarla çok karşılaşılmaz. Aşı olmak için ideal saattir. Yine bu saatte vücudumuz radyasyon ve röntgen ışınlarına karşı dayanıklıdır. Kemoterapinin en az zararla en çok etki göstereceği saattir.
Saat 10:00 – Vücut sıcaklığının, nabzımızın, enerjimizin yükseldiği saattir. Fiziksel ve zihinsel olarak en verimli saattir. Kısa bellek yüklenmeye hazır halde bizi bekler. Tüm sınavların neden bu saatte olduğunu da anlamış olduk.
Saat 11:00 – Matematik hesaplamalarında en başarılı olduğumuz saattir. Kalbimizin formu en üst seviyede olduğundan Kardiyolojiye gitmek gerçekçi sonuçlar vermeyebilir. Kalp , hastalığı gizleyebilir.
Saat 12:00 – 1. Fazdan 2 faza geçiş saatidir. Karnımızın acıktığının sinyali olan mide asitimiz en yüksek seviyededir. Öğle vakitlerinde tansiyon ve nabız daha kolay yükselir. Dikkatli olmak, stresten uzak durmak gerekir. Vücudumuz dinlenmek ister. Kan seviyesi azalmış uykuya ihtiyacı olan vücudumuza kaylule uykusu şifa olacaktır.
Saat 13:00 – Çalışma performansımız % 20 azalır. Safra kesemiz en aktif olduğu saatindedir. Safra kesesi aktivitelerini bozan ilaç alımı için hiç uygun bir zaman değildir.
Saat 14:00 – Sabahtan öğleye kadar yükselen nabzımız ve hormon salgımız azalmaya başlar. Dikkatsizlik ve yorgunluk hissi belirir. Bu saatin güzel yanı lokal anestezinin en uzun etkiye sahip olmasıdır. Diş hekiminizden randevuyu bu saatte almanız işinizi kolaylaştırır.
Saat 15:00 – Vücudumuz günü kalanı için yeniden Bismillah diyerek performansını sabahki kadar olmasa da yeniden artırır. Kalıcı bellek hazır durumdadır.
Saat 16:00 – Sabah koşusu ne kadar yaygınlaşmış olsa da sabah sporun tehlikeli olduğu bir gerçektir. Spor yapmanın asıl saati şimdidir. Asitleri bastıran ilaçların alınmasının tam zamanıdır.
Saat 17:00 – Oksijen kullanımımız ve kalbimizin kan pompalama hızı artmıştır. Böbreklerimizde bu saatte daha iyi çalışmaktadır. Saç ve tırnaklar da en hızlı uzadığı vakittir.
Saat 18:00 – Fizyolojik ve psikolojik olarak içine kapanma, uykuya hazırlanma saatidir. Pankreasımız çok aktiftir.
Saat 19:00 – Nabız ve tansiyonumuz çok düşmüş, vücudumuz dinlenme haline geçmektedir. Kesinlikle tansiyon düşürücü ilaçlar kullanılmamalıdır. Sinir ilaçlarının alınması için ise uygun saattir.
Saat 20:00 – Alerji ve astım ilaçlarının en etkili olduğu saattir.Akşamları alınması gereken antibiyotiklerin bu saatte alınması toksıt etkiyi azaltır.
Saat 21:00 – Uyuklamaya başlayan bağırsak ve mideye gelen besinler sabaha kadar çürümüş yemek gibi sindirilmeyi beklemek zorundadır.Bu kural çiğnendiği takdirde sabah baş ağrısı veya mor gözlerle uyanabilirsiniz.
Saat 22:00 – Lökosit miktarımız çok düştüğü için lökosit miktarı düşüren ilaçlar asla alınmamalıdır. Erken kalkmış insanların uyku saatidir.
Saat 23:00 – Metabolizma faaliyetleri minimuma inmiştir. Kalp atışı, nabız, tansiyon, vücut ısısı düşer. Kasılma oluşturan hormonlar etkili olduğundan bebeklerin doğma saatidir.
Saat 00:00 – Günlük yaşamın ritmi bitmiştir. Bilinçaltı savunmasızlaşmıştır.
Saat 01:00 – Uykuya daldıktan 1-2 saat sonra derin uyku fazına geçeriz. Sabaha doğru uykumuz derinliğini kaybeder. Ortalama yaşam yılına göre 6 yıl rüya anında olduğumuz düşünülmektedir.
Saat 02:00 – Optik ve fiziksel uyarılara karşı tepkimiz duyarsızdır. Trafik kazalarının en çok olduğu saattir. Çernobil patlamasının ve Hindistan’ı kasıp kavuran zehir bulutlarının oluşmasına sebep olan kazanın bu saate olması tesadüf değildir.
Saat 03:00 – İnsan psikolojisini bu saatte melatonin adı verilen dengesizlik ve tembellik verici hormon yönetir. Sabahın ışıklarıyla hormonun bu etkisi sona erer .
Bize kurulu bir şekilde emanet edilmiş muhteşem donanımlı vücudumuzu, kullanım kılavuzunu ihlal edip erkenden bozmamalıyız. |